İstanbul’un karlı sokaklarından birinde, mahallerin bakkalı Mert, sakinlerinin tümünü tanıdığı apartmanın pencerelerinde göz gezdiriyor...
İşte : Boğaz’daki bir yalının mirasçısı, gözünü altın hırsı bürümüş İnci ; yaşlı Ermeni Avedis Amca ve onun sözde hizmetçisi bekâr-anne Serafina ; “feminist” lakaplı yalnız kadın Kıymet ; anılarıyla yaşayan iki yaşlı Musevî Hannah ve Moşe Amca ; konu komşunun bitmek tükenmek bilmeyen dedikodularının adağı yabancı uyruklu kadın ; bodrum katta yaşayan Durdu ve nihayet kapıcının kızı Tülay, her ne kadar babası onu Mert’le sözlemişse de Tülay’ ın perdesini aralamaya hiç niyeti yok.
Onun gönlü gizliden gizliye bakıştığı baldırı çıplak ama paşa duruşlu Ramazan davulcusunda. O ki mahalleyi sahura kaldıran, gündüzleri pencere altında maniler okuyan, annesı tarafından sokağa terkedilmiş, dilenmiş, çöplüklerde çalışmış, yani anlayacağınız hayatı acılar içinde geçmiş biri.
Ama, bir gün, birden...
Fransız asıllı yazar Gisèle, Cannes da doğdu, Nice Üniversitesi Edebiyat bölümünde Yüksek Lisans yaptı. 1983 yılından beri İstanbul’da yaşamakta, Fransız Edebiyatı öğretmenliği yapmaktadır. Şiir dalında fransız Cumhuriyeti “Cumhurbaşkanı Büyük Ödülü” nü almış olan yazarın şiirleri bir çok dergide basılmiştir. Şiirlerinin yanında yazmış olduğu üç roman, Francızca ve Türkçe olarak piyasaya çıkmıştır : İstanbul Üçlemesi I ve II : İstanbul’dan Pencereler (2003), İstanbul’da bir El Yazması (2006) ve tarihi roman Mahperi Hatun (2004). |